
Ethem Özbekkangay
1949 yılında Sultantepe’de, ailesinin iki asırdır hizmet ettiği Özbekler Tekkesi’nde doğan Ethem Özbekkangay, hayatını bu tekkenin hem fiziksel hem de kültürel sürekliliğine adamış; çocukluğundan itibaren babası Necmeddin Efendi’nin önderliğinde şekillenen tasavvufi çevrede büyümüştür. Gençlik yıllarında matbaacılıkla uğraşmış emekliliğin ardından ise tekkede yaşamaya devam etmiştir. Ethem Özbekkangay, 1980 sonrası tekkenin restorasyon süreçlerinde tekkede ikamet ederek aktif bir rol oynarken Özbek pilavı, Aşûre, Sakal-ı Şerif ziyareti gibi dini-toplumsal ritüellerin sürdürülebilirliğini de sağlamıştır.
Ethem Özbekkangay aynı zamanda İstanbul’un musiki tarihine de ışık tutar. Nezih Uzel, Ulvi Erguner, Aka Gündüz Kutbay, Niyazi Sayın gibi müzisyenlerin tekkede varlık göstermesi, burayı bir tür “musiki mektebi” haline getirir. Bendirci Muammer Baba, Hafız Ali Efendi, Misbah Efendi, Muzaffer Efendi, Küçük Hüseyin Efendi gibi isimler hem tekkede hem de Ethem Özbekkangay’ın manevi dünyasında derin izler bırakmıştır. Özbekkangay’ın anlattıkları bireysel biyografinin ötesinde, İstanbul’daki tasavvufi kültürün dönüşümüne, mekânsal hafızanın nasıl taşındığına ve dini toplulukların modern kent bağlamında nasıl varlık gösterdiğine dair zengin bir veri sunar.