
Kudsi Erguner
Kudsi Erguner, 1952 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. Babası neyzen Ulvi Erguner, dedesi ise 20. yüzyılın ilk yarısında İstanbul tasavvuf musikîsinin önde gelen temsilcilerinden Süleyman Erguner’dir. Aile soyadları, dedesinin bağlı olduğu Mevlevî geleneğe duyduğu saygıyla “Ergun Çelebi’nin dervişi” anlamına gelen “Erguner” biçiminde şekillenmiştir. Kudsî ismi ise, dedesinin Özbekler Tekkesi’nde muhabbetle andığı Kudsi Sapanlı’ya atfen verilmiştir. Erguner’in Özbekler Tekkesi ile kurduğu ilişki, çocukluk döneminden itibaren sadece ailevi değil, kültürel, estetik ve manevi bir aidiyet olarak şekillenmiştir. Buradaki tecrübeler kendisini sufi mirasının bir parçası haline getirirken aynı zamanda musiki ve mimari estetiğe yönelen çok yönlü ilgisini belirleyici biçimde etkilemiştir.
Kudsi Erguner’in müzikle olan ilişkisi, aile meclislerinde ve tekkedeki musiki sohbetlerinde başlayarak, İstanbul Radyosu’na ve uluslararası sahnelere uzanır. Babasının teşvikiyle erken yaşta ney öğrenmiş, Özbekler Tekkesi’nde yapılan meşklerde yetişmiş ve çocuk yaşta klasik eserleri icra etmiştir. Ailesiyle birlikte Mevlevî ayinlerinin icra edildiği Konya seyahatlerine katılmış, Avrupa’da icra edilen Mevlevî musikisinin ilk temsillerinde yer almıştır. Bunun yanı sıra Fransa’da mimarlık eğitimi alarak modern sanat ve düşünce çevreleriyle temas kurmuş, bu çok katmanlı kültürel sermayesini geleneksel sanat anlayışıyla harmanlayarak çağdaş temsil biçimlerine taşımıştır. Kudsi Erguner, hem Osmanlı-Türk musikisinin taşıyıcı kuşaklarından biri hem de bu geleneği modern dünyaya açan entelektüel bir figür olarak öne çıkmaktadır.