
Mithat Tüysüz
Çocukluk yıllarını Üsküdar ve Kadıköy’ün manevî atmosferinde geçirmiş, henüz beş yaşındayken babasının Yeldeğirmeni’ndeki kundura dükkânında hem esnaf sohbetlerine hem de dönemin kültürel ve siyasî atmosferine kulak misafiri olarak büyümüştür. Babasının büyük bir muhabbetle bahsettiği Hafız Nafiz Uncu’dan aktardığı sohbetler kendisinin ilerleyen yıllarda Özbekler Tekkesi’ne yönelmesine zemin hazırlamıştır. 1968 yılında Ümraniye Lisesi’nde öğrenciyken tanıştığı Şeyh Necmeddin Efendi’nin torunu Osman Doğan aracılığıyla Özbekler Tekkesi’ne adım atmıştır.
Özbekler Tekkesi’nde Nezih Uzel, Tufan Vaner, Şeyh Necmeddin Efendi gibi isimlerle tanışarak tasavvufî kültürle buluşan Mithat Tüysüz genç yaşlarında Tekkedeki sofra hazırlıkları, hazire ve bahçenin temizlenmesi gibi günlük işlere de iştirak etmiştir. Fenerbahçe Spor Kulübü’ne Bektaşi Şeyhi Yusuf Fahir Baba ve Tufan Vaner aracılığıyla kısa süreli sporcu olarak da katılan Tüysüz’ün yaşam hikayesi manevî hatıralarla örülü, kültürel sürekliliği taşıyan bir hafıza niteliğindedir. Özbekler Tekkesi’ndeki dönüşüme birebir tanıklık eden Tüysüz Tekke’nin günümüze ulaşmasında hem bir gözlemci hem de katılımcı olarak yer almıştır.