
Şamil Kucur
1965 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Şamil Kucur, aslen Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Sücüllü kasabasından İstanbul’a göç etmiş bir ailenin mensubudur. Çocukluk yıllarından itibaren Üsküdar’da yaşamış ve bu semtin tarihî, kültürel ve tasavvufî dokusuyla şekillenen bir çevrede yetişmiştir. Bir kültür ve gönül insanı olan babası Abdullah Kucur’un entelektüel kimliği, kendisinin kültür ve fikrî gelişiminde etkili olmuştur. Meslek hayatına 1990’lı yılların ortalarında gazetecilik alanında başlayan Kucur, kültür-sanat, özellikle Türk Musikisi, Klâsik Türk İslâm Sanatları, sanatkar ve musıkişinaslar ile İstanbul ve tasavvufi kültürel miras üzerine odaklanan çalışmalarıyla tanınmıştır. Bu çerçevede Sultantepe Özbekler Tekkesi özelinde yürüttüğü arşiv ve röportajlar söz konusu yapının, tarihsel ve kültürel mirasının görünür kılınmasına önemli katkı sunmuştur. Kucur’un Özbekler Tekkesi’yle olan ilişkisi sadece bir dış gözlemci olarak değil, aynı zamanda cemiyetin içinden bir tanık olarak gelişmiştir. Musiki meclislerinde Kani Karaca, Nezih Uzel, Ömer Erdoğdular, Sadık Özbekkangay ve birçok önemli musikişinasla bir araya gelmiş, öncülüğünde Şeyh İbrahim Ethem Efendi’nin battal ebrularının gün yüzüne çıkarıldığı ilk ânlara tanıklık etmiş, bu ânları hem gazetecilik hem de kültürel hafıza açısından arşivlemiştir. Ahmet Ertegün'ün vefatının ardından gerçekleşen defin törenine dair fotoğraf ve haberleri derleyen Kucur, Ahmet Ertegün ve Ertegün ailesiyle röportajlar da gerçekleştirmiştir. Özbekler Tekkesi’nin kültürel değeri ve manevî sürekliliği açısından Kucur’un tanıklığı sözlü tarih çalışmaları içinde önemli bir yere sahiptir.