
Şeyh İbrahim Edhem Efendi
Şeyh İbrahim Edhem Efendi, Osmanlı’nın son döneminde tasavvufî geleneği teknik bilgi, zanaatkârlık ve eğitimcilikle istisnai biçimde mezceden, çok yönlü bir şahsiyettir. Sultantepe Özbekler Tekkesi’nde doğmuş, aynı tekkede yarım asra yakın şeyhlik yapmıştır. Buharalı bir aileye mensup olan Edhem Efendi, tekke çevresindeki farklı hocalardan ilim tahsil etmiş, teknik, sanat ve zanaata dair pek çok sahada sahadaki maharetinden ötürü “hezarfen” sıfatıyla anılmıştır. Arapça, Farsça, Türkçe ve Çağatayca’nın yanı sıra bazı Avrupa dillerine ve Ermeniceye de aşina oluşu, onun çok dilli ve çok kültürlü bir entelektüel çevrede yetiştiğini gösterir.
Bilgi birikimini kamusal projelere de yansıttığını gördüğümüz Edhem Efendi, ebru örnekleri ve teknik aletlerle katıldığı 1867 Uluslararası Paris Sergisi’nde ödüle layık görülmüştür. 1868’de kurulan Mekteb-i Sanayi’nin imalat atölyelerinde öğreticilik yaparak Osmanlı teknik eğitim tarihine önemli katkılarda bulunmuştur. Kâbe’nin tamiratı, Ayn-ı Zübeyde suyolunun restorasyonu ve Zemzem kuyusuna güvenlik kafesi yerleştirilmesi gibi mimari ve mühendislik faaliyetlerinde görev üstlenmiş; böylece yalnızca bir tekke şeyhi değil, aynı zamanda devletin mühendislik bilgi ve tecrübesinden istifade ettiği nadir simalardan biri olarak öne çıkmıştır. Devrin münevverleri, sanatkârları ve devlet erkânıyla güçlü bağlar kurmuş; onun şeyhliği döneminde Özbekler Tekkesi, sanat, zanaat ve üretimin iç içe geçtiği çok işlevli bir yapıya dönüşmüştür. Kurduğu şirket aracılığıyla tekke, payitahtın üretim ve tedarik ağına dâhil olmuştur.
Ebru sanatında “neftli battal” üslubunun öncüsü kabul edilen Edhem Efendi, hat sanatında da ta‘lik icazeti almış; el işçiliği, estetik ve teknik maharetlerini aynı potada birleştirmiştir. Onun hayatı, Osmanlı geç döneminde tekkelerin yalnızca manevî değil, aynı zamanda toplumsal ve iktisadî hayattaki işlevselliğini sürdürdüğünü göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Literatür

Sultantepe Özbekler Tekkesi hakkında yapılan literatür taraması, bu önemli yapının Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihsel serencamını çok boyutlu bir biçimde ortaya koymaktadır. Tarih, mimari, musiki, tarikat yapıları, matbuat faaliyetleri ve Millî Mücadele gibi çeşitli konulara yayılan bu kaynaklar, Özbekler Tekkesi’nin sadece bir dini mekân değil, aynı zamanda kültürel, sosyal ve siyasi bir merkez olduğunu göstermektedir. Hem yerli hem yabancı akademisyenlerin kaleme aldığı eserlerde tekkenin Orta Asya’dan gelen dervişler için bir uğrak yeri olduğu, Karakol Cemiyeti gibi yapıların faaliyetlerine ev sahipliği yaptığı ve özellikle 20. yüzyılda İstanbul’daki mistik ve entelektüel ortamda önemli bir rol üstlendiği vurgulanmaktadır.
Sultantepe Özbekler Tekkesi Literatürü
Sultantepe Özbekler Tekkesi Literatürü